Sezgisel beslenmeye başlamak bazıları için heyecan verici olsa da, bazılarına biraz korkutucu gelebilir. Bazen sürecin bilinmezliği sizi ilk adımı atmaktan alıkoyabilir. Bu nedenle sezgisel beslenme yolculuğunda karşınıza çıkabilecek bazı durakları sizinle paylaşmak istedim. Her ne kadar bu deneyim kişisel olsa da hem kendi deneyimlerimden, hem danışanlarımın paylaştıklarından ve bu alanda çalışan profesyonellerin görüşlerinden derlediğim bu yazımın sezgisel beslenmenin bilinmezliğini henüz onunla tanışmamış kişilerce biraz hafifleteceğini umuyorum.
İçten içe kilo vermeyi arzulamak
Sezgisel beslenme bir diyet dışı yaklaşım. Yani odağı ağırlık yönetimi değil. Bunu biliyor olmanıza rağmen kilo verme isteğiniz devam edebilir. Bu durumu danışanlarımda sıkça gözlemliyorum ve bu çok normal. Eğer sezgisel beslenme için bir adım attıysanız yüksek ihtimalle bir süre türlü diyetler denediniz ve kilo vermeyi hedeflediniz. Ayrıca içinde bulunduğumuz kültür kilo vermeyi bir başarı, kilo almayı ise başarısızlık olarak empoze ediyor. Şimdi siz bambaşka bir yola çıkıyorsunuz fakat uzun süredir devam eden bu isteğin bir anda ortadan kalkması mümkün mü? Tabi ki aniden böyle bir değişim olmayacak. Sürecin bir parçası da beden algısını ve diyet kültürünü sorgulamak. Şunu da not edelim sezgisel beslenmede ağırlık tabi ki değişebilir. Sadece bunun ne yönde ve ne zaman olduğu size özel olduğu için öngörmek pek mümkün değildir.
Yemek yemeyi durduramayacağınızı düşünüp, kilo alacağınızdan korkmak
Çoğu kişi diyet yapmayı bırakırsa bütün gün keyif aldığı yiyecekleri yiyip, asla durmayacağını düşünüyor. Sezgisel beslenme size bedeninizi dinleyerek neyin size iyi geldiğini bulmanızı ve kendinize bakmak için yeni yollar keşfetmeyi öğretecek. Başlarda kuralların kalkması ile erişime açılan çekici yiyecekleri tüketme biçiminiz , bedenin açlık-tokluk-doygunluk sinyalleri ile iletişimi güçlendirdiğinizde dengeye gelecek.
Etrafınızdaki insanlara ne yapmaya çalıştığınızı açıklamaya çalışmak
Daha önceleri sürekli diyet yapan biriyseniz öğün saatleriniz ve içerikleriniz yüksek ihtimalle değişecek ve çeşitlenecektir. Etrafınızda sizi diyet yaparken görmeye alışmış insanlar bu değişimi fark edip bu konuda size sorular sorabilirler. (Ne yazık ki toplumumuz diğer insanların ne yediği, ne giydiği, ne yaptığı konusunda pek meraklı!) Sezgisel beslenmeyi karşı tarafa açıklamaya çalışmak biraz zor olabilir. Çünkü sezgisel beslenme kişinin yemeğe yaklaşımını değiştirir bu nedenle karşınızdaki kişi sizi anlamakta güçlük çekebilir. Bu durumda onlara tam olarak şöyle diyebilirsiniz : ”Sezgisel beslenme yemek ile ilişkimizi iyileştirmeyi ve bedenimize güvenmeyi öğreten bir yaklaşım. Geleneksel diyet yaklaşımından çok farklı. Sürecimin nasıl geçtiğini merak edersen ara ara paylaşırım.” Sezgisel beslenme ile ilgili daha fazla bilgi edinmeleri için onları sayfama da yönlendirebilirsiniz.
Kısıtlamanın kalktığı yiyeceklerin başta aşırı çekici gelmesi
Diyet kurallarından kurtularak yiyeceklerle özgür bir ilişki kurmaya çalıştığımız ilk dönemde daha önce yasakladığınız veya kısıtladığınız bazı yiyecekler size çok çekici gelebilir. Artık yemek yemeye koşulsuz izniniz var. Bu yeni özgürlük alanında önceleri daha önce yasaklı yiyeceklerden fazla miktarda tüketebilirsiniz ve bu çok normal. Bu özgür alanda deneyim kazanma sürecini geçirmeniz gerekiyor. Bunu bir anlamda maruziyet terapisi gibi görebilirsiniz. Önceleri size çok çekici gelen yasaklı bir yiyecek onu istediğinizde yiyebileceğinizi anladığınızda büyüsünü kaybedecek ve normalleşecek. Ayrıca süreç boyunca hangi besinin bedeninizi nasıl hissettirdiğini keşfedip tercihlerinizi bunu göz önünde bulundurarak yapmaya başlayacaksınız.
Bir süre ikilem içinde olmak
Sezgisel beslenmeye başladıktan bir süre sonra doğru yolda olup olmadığınızı sorgulamanız çok normal. Instagram’da öncesi sonrası fotoğraflarını gördüğünüz veya bir arkadaşınızın ne kadar kilo verdiğini duyduğunuz bir gün kendinizi diyet mantığına daha yakın hissederken bir sonraki gün sezgisel beslenmenin harika gittiğini düşünebilirsiniz. “Acaba sezgisel beslenmeyi doğru şekilde yapabiliyor muyum?”, “ Yarın diyete mi başlasam?” gibi soruların zaman zaman aklınızda dönmesinin sürecin bir parçası olduğunu bilin. Bunu herkes yaşıyor ve yalnız değilsiniz. Unutmayın, bu inişli çıkışlı bir yol ve daha önce denemiş olduğunuz sürdürülemez yöntemler gibi kısa süreli ve kolay sonuç veren bir yöntem değil. Sezgisel beslenmeyi öğrenirken iyi hissetmediğiniz günler de iyi hissettikleriniz kadar değerli. Her yeme deneyimi, her yeni gün kendinizi keşfetmeniz için bir şans. Sezgisel beslenmenin hem psikolojik hem fizyolojik yararlarını gördükçe bu ikilem kaybolmaya başlayacaktır.
Sürekli yeni bir şey keşfetmek
Sezgisel beslenme sürecinde sürekli hem bedeniniz hem de yemek ile olan ilişkinizle ilgili yeni şeyler keşfedeceksiniz. Bazı yeme davranışlarınızın altında yatan sebebini veya daha önce sevdiğinizi düşündüğünüz yiyeceklerin gerçek tatlarını keşfedebilirsiniz. Belki tabağınızda yemek bırakamamanızın nedeninin çocukluğunuzdan gelen bir alışkanlık olduğunuzu keşfedeceksiniz veya işten eve geldiğinizde canınızın bazı günler tatlı çekiyor olmasını yorgunluk seviyenizle ilişkilendirebileceksiniz. Süreç boyunca “demek bu yüzdenmiş” dediğiniz bir sürü an olacak.
Yemek ve bedene odaklanma işini bir süre fazla kaçırmak
Açlık ve tokluk üzerinde çalışmak ve bu sinyallerle bağlantımızı güçlendirmek için bir süre alıştırma yapmamız gerekir. Bu süreçte devamlı olarak kendinize Aç mıyım? Doydum mu? Yedikten sonra nasıl hissettim? gibi sorular soracaksınız. Bu nedenle öğrenme sürecinde yemeğe ve bedeni dinlemeye fazla odaklanmak mümkün. Merak etmeyin, bu sorgulamaları hiç uğraşmadan, kendiliğinden yapabildiğiniz zamanlar gelecek. Sadece ilk başlarda bilinçli bir şekilde üzerinde çalışmanız gerekiyor.
Etrafınızdaki diyet kültürünün gözünüze batması
Beslenmeye bakış açınız değişmeye başladığında, normal beslenmeyi keşfetmeye başladığınızda etrafınızdaki diyet kültürünü daha rahat fark edebilir hale geleceksiniz. Hatta çevrenizdeki insanların kendilerinin bile fark etmediği bozulmuş yeme davranışlarını anında saptama konusunda uzmanlaşabilirsiniz. Diyet kültürünün saklandığı yeri bir gazete yazısında, bir dizide veya bir restoran menüsünde bulabilirsiniz. İlk başta bu size çok rahatsız edici gelebilir ve etrafınızdaki herkesi uyarma ihtiyacı duyabilirsiniz. Ama herkesin bedeni ile ilgili aldığı karar kendi sorumluluğundadır ve ne kadar yanlış veya sağlıksız da olsa bu kararları değiştirmelerini sağlamak sizin göreviniz olamaz.
Hayatınıza öz bakım, farkındalık, sınır koyma gibi kavramların girmeye başlaması
Yemek ile olan ilişkiniz üzerinde çalışırken sezgisel beslenmenin sunduğu farklı becerileri pratik edeceksiniz. Sezgisel beslenme ‘ben neden yiyorum?’ sorusunun sıkça sorulduğu bir alan. Çoğu kez yeme ile ilgili yaşadığımız sorunlar hayatımızın bambaşka alanları ile sıkı bir ilişki içinde olabiliyor. Bu nedenle hayatımıza daha fazla farkındalık, öz bakım veya sınır koymayı dahil etmeyi öğrenmek sezgisel yeme eğitiminin bir parçası.
Sezgisel beslenme ile tanışmadan önce ne yaptığınıza şaşırmak
Yıllar boyu diyetten diyete koşarak ne kadar fazla zaman ve enerji kaybettiğinizi fark edeceksiniz. Zamanında ben bu x diyetini nasıl yapmışım, kendimi nasıl kısıtlamışım dediğiniz anlar da olacak. Sezgisel beslenme ile diyet olmadan, normal yemenin ne olduğunu keşfettiğinizde yemeğe ve bedene olan daha önceki bakış açınızı sorgulayacaksınız. Beslenme ve beden ile ilgili endişelerinizin azaldığını göreceksiniz. Yemek etrafında özgür ve güvende hissetmenin verdiği rahatlığı keşfedecek bunu daha önce bulmuş olmayı dileyeceksiniz.