Bir diyetisyenin non-diet yani diyet-dışı diye adlandırılan bir yaklaşım üzerinde çalışması biraz garip gelebilir. Öncelikle burada bahsedilen diyetin ne olduğunu açıklayarak başlayayım.

Non-diet yaklaşımının adında geçen “diet”, dilimizde ise “diyet” kelimesi kişinin kilo verme amacıyla ve/veya ‘sağlıklı’ olma düşüncesiyle oluşturduğu beslenme biçimi anlamında kullanılmaktadır. Sağlık sözcüğünü tırnak içinde yazma sebebim birçok insanın sağlık nedeniyle kilo verme diyetleri uygulamakta olması. Çünkü ne yazık ki kültürümüzde kilo vermenin kişiyi koşulsuzca daha sağlıklı yaptığına dair bir inanç var. Bu bazılarınızı şaşırtabilir ancak kilo verme diyetlerinin fiziksel ve zihinsel sağlığa zararları olabilmekte.

Neden Non-diet Yaklaşım?


Non-diet yaklaşım aşağıdaki konularda size yardımcı olabilir;

  • Bedeninin açlık, tokluk ve doygunluk sinyalleri ile bağlantı kurabilme
  • Tüm yiyecekleri suçluluk veya endişe hissetmeksizin tüketebilme
  • Eğlenceli ve sürdürülebilir olduğunu düşündüğün şekilde hareket etmeyi keşfetme
  • Bedeninin içinde daha rahat ve özgür hissetme
  • Kronik hastalık riskini azaltma veya bulunuyorsa yönetebilme
  • Diyet ile gelen kilo alıp verme döngüsünden kurtulma ve bununla beraber sağlık parametrelerinde iyileşme (tansiyon, kan şekeri düzeyi, kolesterol, vb.)
  • Diyet kısıtlamalarından sonra gelen yeme ataklarının azalması ve sonlanması
  • Bedene saygı duyma ve ona bakmak için adımlar atma


Non-diet yaklaşım ‘kilo vermek için beslenme’ baskısını ortadan kaldıran, dışarıdan gelecek diyet planı, yiyecek kuralları gibi dışsal faktörlere bağlı olmak yerine kişinin kendi bedeninden gelen içsel sinyallere kulak vermeyi öğrendiği yeni nesil bir beslenme yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda beslenme uzmanının görevi kişiye bedenini dinleyebilmek ve ona cevap verebilmek için gerekli yetiyi kazandırmak ve rehberlik etmektir.

Non-diet pratiğinde beslenme tamamen kişinin kendi bedeni kontrolünde gerçekleştirildiği için olabilecek en üst seviyede kişiselleştirilmiştir. Geleneksel diyet yaklaşımının aksine non-diet yaklaşım bu nedenle sürdürülebilir bir beslenme davranışı değişikliği sağlayabilmektedir.

Non-diet beslenme yaklaşımının temel prensiplerinden bazıları şunlardır;

  1. Bütünsel Yaklaşım
    Non-diet beslenme sağlığa olabildiğince geniş bir açı ile bakar. Sağlığı yalnızca iyi beslenmekten ibaret olarak değerlendirmez ve onu etkileyen tüm diğer faktörleri de ele alır. Hareket etmek, uyku, stres, öz-bakım gibi alanlara da odaklanarak hem bedensel hem zihinsel hem de sosyal olarak iyi olma halini geliştirir.
  2. Beden Çeşitliliği
    Herkes birbirinden farklı beden biçimlerine sahiptir; uzun, kısa, şişman, zayıf, büyük, küçük… Herkesin aynı/ benzer görüntüde olmasını beklemek hem yersiz hem de imkansızdır. Non-diet yaklaşım her biçim ve boyuttaki bedene önyargısız bakılması gerektiğini savunur. Hem kişisel hem de toplumsal boyuttaki kilo önyargısını fark etmenin önemini vurgular. Toplum tarafından mükemmelleştirilmiş beden görüntüsüne sahip olmamanın normal olduğunun altını çizer. Bu mesaj özellikle Health at Every Size (HAES) ve Body Positivity yaklaşımların temelini oluşturur.
  3. Sezgisel Beslenme
    Sezgisel beslenme kısaca, klinik becerilerin ve belirli araçların kullanılmasıyla kişilere kendi bedenlerinden gelen açlık-tokluk gibi sinyalleri nasıl dinleyeceklerini ve cevap vereceklerini öğreten oldukça detaylı yapılandırılmış bir yaklaşımdır.

Kuralcı beslenme planları olmadan farkındalıkla yemeyi keşfetme teşvik edilir. Bireylerin kendi besinsel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları öğretilir çünkü bu günden güne bile değişecektir. Sezgisel yeme prensiplerinden biri ‘hoşgörülü beslenme’dir. Bu vücudumuzu bize enerji veren ve kendimizi iyi hissettiren aynı zamanda bizi tatmin eden gıdalarla beslememizi teşvik eder. Sezgisel beslenmedeki tarafsız yaklaşım hiçbir yiyeceğin iyi veya kötü olarak etiketlenmemesi gerektiğini öğretir. Bu nedenle herhangi bir yiyeceğe ahlaki üstünlük verilmez, hiçbir yiyecek yasak değildir ve uyulması gereken yiyecek kuralları yoktur.

Sezgisel yeme, farklı öğünlerin bizi nasıl hissettirdiğine öz-şefkatle ve merakla yaklaşan bir beceri geliştirme ve sürekli öğrenme sürecidir. Sezgisel beslenme doğru veya yanlış yapabileceğiniz bir şey değildir. Ancak özellikle bozulmuş beslenme öyküsü olanlar için süreç boyunca rehberlik ve desteğe sahip olmak önemlidir.